Daha yavaş konuşun lütfen!
- Sprechen Sie bitte langsamer!
Hepimiz İngilizce konuşuruz.
- Wir sprechen alle Englisch.
İngilizce konuşmak kolay değildir.
- Speaking English isn't easy.
Almanca konuşmak istiyorum.
- I want to speak German.
Sanırım söylemek istediğim bir şeyi neredeyse tamamen söylemek için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilirim.
- I think I can speak French well enough to say pretty much anything I want to say.
Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim.
- Frankly speaking, I don't agree with you.
Japonca konuşamıyorum.
- I don't speak Japanese.
O benimle konuşmuyor.
- She doesn't speak to me.
Bir yerli konuşan gibi ses çıkarmak istiyorsan bu çok iş gerektirir.
- If you want to sound like a native speaker, it'll take a lot of work.
İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.
- You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.
Altı dil konuşabilmekle böbürlenir.
- He boasts that he can speak six languages.
İsviçrelilerin çoğunluğu üç ya da dört dil konuşabilmektedir.
- The majority of the Swiss can speak three or four languages.
Tom Fransızca konuşabilip konuşamayacağımı bilmek istedi.
- Tom wanted to know if I could speak French.
Ben sadece nasıl Fransızca konuşacağımı bilmek istiyorum.
- I just wish I knew how to speak French.