Birisi masanın üstünde yanan bir sigara bıraktı.
 - Someone left a burning cigarette on the table.
Tom yanan bir binadan bir çocuğu kurtarmaya çalışırken öldü.
 - Tom died trying to save a child from a burning building.
Biz yoğun trafikten kaçınmak amacıyla, Noel için evde kaldık.
 - We stayed home for Christmas, so as to avoid heavy traffic.
O, zamanında varmak için koştu.
 - He ran, so as to arrive on time.