smith claims special tax exemptions because he is a foreign resident

listen to the pronunciation of smith claims special tax exemptions because he is a foreign resident
İngilizce - Türkçe

smith claims special tax exemptions because he is a foreign resident teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

claim
{f} iddia et

John tablo üzerinde hak iddia etti. - John laid claim to the painting.

Adam parayı almadığını iddia etti. - The man claimed he didn't take the money.

claim
{i} alacak
claim
(Askeri) hak talebi
claim
talebinde bulunmak
claim
(Kanun) mutalebe hakkı
claim
almak
claim
hak

Tom onun hakkında bir şey bilmediğini iddia ediyor. - Tom claims that he knows nothing about that.

John tablo üzerinde hak iddia etti. - John laid claim to the painting.

claim
{f} iddia etmek

Bazıları tam vücut tarayıcılarının dördüncü yasa değişikliğini ihlal ettiğini iddia etmektedir. - Some claim that full-body scanners violate the Fourth Amendment.

claim
{i} iddia

Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır. - Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty.

John tablo üzerinde hak iddia etti. - John laid claim to the painting.

claim
{f} talep etmek
claim
{i} maden arazisi
claim
{i} talep, iddia
claim
(Avrupa Birliği) iddia etmek, talep etmek, istemek
claim
(fiil) istemek, talep etmek, hak iddia etmek, sahip çıkmak, iddia etmek, ısrar etmek, dava açmak
claim
{f} hak talep etmek, istemek
claim
hak talep etmek
claim
{f} hak iddia etmek
claim
(Mukavele) talep, iddia, hak; hak talep etme; tazminat talebi
claim
(isim) istek, talep, hak, alacak, iddia, dava, ısrar, alacak hakkı, dava açma, maden arazisi
claim
{i} sigorta poliçesi üstünden ödenecek para
İngilizce - İngilizce
claim
smith claims special tax exemptions because he is a foreign resident

    Heceleme

    smith claims spe·cial tax exemptions be·cause he I·s a for·eign res·i·dent

    Türkçe nasıl söylenir

    smîth kleymz speşıl täks îgzempşınz bîkôz hi îz ı fôrın rezîdınt

    Telaffuz

    /ˈsməᴛʜ ˈklāmz ˈspesʜəl ˈtaks əgˈzempsʜənz bəˈkôz ˈhē əz ə ˈfôrən ˈrezədənt/ /ˈsmɪθ ˈkleɪmz ˈspɛʃəl ˈtæks ɪɡˈzɛmpʃənz bɪˈkɔːz ˈhiː ɪz ə ˈfɔːrən ˈrɛzɪdənt/