Tom ona ikinci el araba satın almamasını önerdi.
- Tom advised him not to buy the secondhand car.
Tom ikinci el bir bilgisayar için o kadar çok para ödemek için isteksizdi.
- Tom was unwilling to pay that much money for a secondhand computer.
Dolaylı olarak yardımcı olacak.
- It'll help indirectly.
Onun fikrini dolaylı olarak araştırmaya başladım.
- I tried to investigate his opinion indirectly.
secondhand-smoke inhalation.