dolaylı

listen to the pronunciation of dolaylı
Türkçe - İngilizce
indirect

Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed. - Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.

If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence. - İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.

indirect, oblique, roundabout
indirectly

If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence. - İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.

I tried to investigate his opinion indirectly. - Onun fikrini dolaylı olarak araştırmaya başladım.

remote
circuitous
mediate
constructive
roundabout
secondhand
oblique

He talks too obliquely like a Chinese. - O bir Çinli gibi çok dolaylı konuşur.

tortuous
veiled
unstraightforward
dative
backstairs
dolaylı yöntem
(Teknik,Ticaret) indirect method
dolaylı temsil
(Ticaret) indirect representation
dolaylı vergi
(Ticaret) indirect tax
dolaylı adres
indirect address
dolaylı adresleme
indirect addressing
dolaylı anlatma
implication
dolaylı anlatma
finger post
dolaylı anlatım
reported speech, indirect speech
dolaylı anlatım
periphrasis
dolaylı anlatım
roundabout
dolaylı cümle
(Dilbilim) indirect sentence
dolaylı davranış
ambages
dolaylı denetim
indirect control
dolaylı gösterge
indirect indicator
dolaylı hareket
(Hukuk) indirect action
dolaylı ifade etme
implicitness
dolaylı konuşmak
hedge
dolaylı nesne
indirect object
dolaylı nesneyi gösteren
dative
dolaylı nesneyi gösteren
datival
dolaylı olarak
implicitly
dolaylı olarak
circuitously
dolaylı olarak
in extenso
dolaylı olarak
indirectly, obliquely
dolaylı olarak
edgeways
dolaylı olarak
mediately
dolaylı olarak
edgewise
dolaylı seçim
(Politika, Siyaset) indirect election
dolaylı söz
indirection
dolaylı söz
indirect speech
dolaylı tecrübe
(Bilgisayar) indirect experience
dolaylı tümleç
indirect object
dolaylı vergiler
(Hukuk) indirect taxes
dolaylı yol
indirection
dolaylı yol
bypath
dolaylı yoldan
in a roundabout way
dolaylı yoldan
by indirection
dolaylı yoldan sağlamak
wangle
dolaylı zarar
(Hukuk) indirect damage
dolaylı özne
logical subject
dolaylı ısıtılan
indirectly heated
dolaylı ışıklandırma
indirect lighting
dolay
vicinity
dolay
{i} surroundings
dolay
(Matematik) entourage
dolay
neighbourhood
dolay
(Ticaret) proximity
dolay
ambient
dolaylı olarak
deviously
dolaylı olarak
indirectly

If an Icelandic sentence has a translation in English, and the English sentence has a translation in Swahili, then indirectly, this will provide a Swahili translation for the Icelandic sentence. - İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.

The deputy mayor of Delhi was indirectly killed by rhesus monkeys. - Delhi belediye başkan yardımcısı dolaylı olarak rhesus maymunları tarafından öldürüldü.

dolay
suburbs, outskirts, suburban area
dolay
environment, surroundings
dolay
adjacencies
dolay
surroundings, suburbs, outskirts
dolay
environs
dolaylı olarak
backhand
dolaylı olarak
obliquely
Türkçe - Türkçe
Doğrudan doğruya olmayan, dolayısıyla olan, vasıtalı, bilvasıta
vasıtalı
dolaylı tümleç
Fiilin anlamını bütünleyen ve yönelme, kalma, çıkma durumlarından birinde bulunan veya edat alan tümleç
dolaylı vergi
Yükümlüsü önceden bilinmeyen, malı satın alanı yükümlendiren, tüketiciden alınan vergi
dolaylı özne
bakınız: sözde özne
dolay
Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, çevre, havali, etraf: "Yaratma heyecanı içinde yorulma denen şey onun dolayına uğramazdı."- H. Taner
dolay
Bir yeri saran başka yerlerin bütünü, çevre, havali, etraf
dolaylı