Türkçe - İngilizce
sütunu teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- (Bilgisayar) column
I found this column interesting.
-Ben bu sütunu ilginç buldum.
Sami got an e-mail from a person who read his column in the newspaper.
-Sami, gazetedeki sütununu okuyan birinden bir e-posta aldı.
- Something having similar vertical form or structure to the things mentioned above, such as a spinal column
- A vertical line of entries in a table, usually read from top to bottom: as opposed to a row (which is horizontal)
- A solid upright structure designed usually to support a larger structure above it, such as a roof or horizontal beam, but sometimes for decoration
- {n} a round pillar, part of a page or troops
- a line of (usually military) units following one after another
- Each vertical sequence of numbers There are n columns of height n in an order-n magic square
- In a table, a vertical (up and down) collection of cells
- the Column Vendôme; the spinal column
- A number of ships so arranged as to follow one another in single or double file or in squadrons; in distinction from "line", where they are side by side
- A section of a channel The first column is the notes column which keeps track of the note (AG) and the octave (09) Between the note and the octave, there is either a dash () or a number sign (#) The number sign says that the note is sharp The second column is the sample/instrument column This column says what sample or instrument number is used to play the note The third column is the volume column This is the volume (in the 064 range) that the note is played at In recent trackers, this can also be used for limited effects The fourth column is the effects column This starts with the number of the effect (for example, 3 is slidetonote) and ends with a number which is how the effect will operate 34A would mean that the sound would slide into this note with a speed of 4A
- The preferred term when indicating the vertical member in a trabeated (post and lintel) system whose section is round 'Pillar' is rarely used as it connotes monumental scale, as in 'the Pillars of Hercules'
- somewhat ornamented, and usually composed of base, shaft, and capital
- An upright supporting or decorative member, which is circular or rectangular in plan and consists of a base, a shaft and a capital When columns extend two or more stories to the full height of a structure, the column is sometimes termed a heroic column
- Anything resembling, in form or position, a column in architecture; an upright body or mass; a shaft or obelisk; as, a column of air, of water, of mercury, etc
- The body formed by the union of the stamens in the Mallow family, or of the stamens and pistil in the orchids
- (architeture) a tall cylindrical vertical upright and used to support a structure
- A column is a distinct field in a table that has a specific data type
- In a relational database, the dimension of a table that holds values for a particular attribute For example, a table that contains employee records might have a column titled “LAST_NAME” that contains the values for each employee’s last name See also attribute
- A column is something that has a tall narrow shape. The explosion sent a column of smoke thousands of feet into the air
- A newspaper column
- sütun
- column
The libelous column can still be read on the website of the previously mentioned newspaper.
-İftira niteliğindeki sütun hâlâ önceden bahsedilen gazetenin internet sitesinde okunabilir.
The article had three columns.
-Makalenin üç sütunu vardı.
- sütun
- pillar
Fadil and Layla were pillars of their church.
-Fadıl ve Leyla kiliselerinin sütunlarıydı.
- sütun
- {i} post
He bumped his head against a post.
-Başını bir sütuna çarptı.
- sütun
- {i} pylon
- sütun
- pier
- sütun
- columnar
- matbaacılıkta, dizilen yazı sütunu
- printing, the arrays of column writing
- arama sütunu
- (Bilgisayar) lookup column
- bulut sütunu
- (Çevre) cloud column
- cıva sütunu
- mercury column
- defteri kebir sütunu
- (Ticaret) folio column
- detay sütunu
- (Ticaret) detail column
- ekonomi sütunu
- (Ticaret) financial columns
- haber sütunu
- news column
- hava sütunu
- air column
- kaldırma sütunu
- mast
- kart sütunu
- card column
- kişisel ilân sütunu
- (kayıp vb.) agony column
- konveksiyon sütunu
- convection column
- metin sütunu
- (Bilgisayar) column of text
- okuyucu sütunu
- correspondence column
- sosyete sütunu
- society gossip column
- su sütunu
- water column
- sütun
- scape
- sütun
- stilt
- sütun
- column, pillar
- sütun
- column (of writing, as in a newspaper)
- sütun
- shaft
- sütun
- column; pillar; post, prop
- zimmet sütunu
- accounting debit column
- çatı sütunu tepe taşı
- metope
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
sütunu teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- SÜTUN
- (Osmanlı Dönemi) Gazete veya kitap sahifelerinde yukarıdan aşağıya olan bölünmüş kısımlardan herbiri. Kolon
- SÜTUN
- (Osmanlı Dönemi) f. Direk, amud, rükün. Silindir biçiminde destek
- Sütun
- kolon
- Sütun
- direk
- gotlar sütunu
- Topkapı Sarayı dış bahçesinde, Gülhane Parkı Sarayburnu girişinde bulunan Ve Roma Devri'nden günümüze hiç değişikliğe uğramadan gelen en eski abide
- sütun
- Oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey
- sütun
- Gazete, dergi veya kitap gibi yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon: "Böyle misaller sayıp dökmek gerekse, satırlar değil, sütunlar dolar."- R. E. Ünaydın
- sütun
- Herhangi bir maddeden yapılan, üstünde sütun başlığı denilen çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon: "Terasanın mermer sütunlarından birine dayanmış, sessiz sedasız bana baktığını görüyorum."- R. N. Güntekin
- sütun
- Alt alta sıralanmış şeyler dizisi
- sütun
- Gazete, dergi veya kitap gibi yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon
- sütun
- Mermerden, yekpare, taşıyıcı mimari öğe
- sütun
- Bir tablo veya grafikte düşey durumdaki yüzey