Ülkesinin üstünde büyük etkisi var.
- He has a great influence on his country.
Sanırım birlikte yaşamamız alışkanlıklarını etkiledi.
- I think that our living together has influenced your habits.
Onun ülkesinde büyük nüfuzu var.
- He has great influence in his country.
Mayuko zor iş yapmaktan kaçındı.
- Mayuko avoided doing hard work.
İyi bir iş yapmak istiyorsanız, uygun araçları kullanmalısınız.
- If you want to do good work, you should use the proper tools.
Ortak çıkarları için birlikte çalışmaktaydılar.
- They had been working together for common interests.
METRO'da mı çalışmak istiyorsun?!
- You want to work at METRO?!
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris I have to freshen up on my French.
Darwin'in yapıtı her şeyi değiştirir.
- Darwin's work changes everything.
Şimdiye kadar Shakespeare'in üç tane yapıtını okudum.
- I have read three of Shakspeare's works so far.
Neden onu etkilemek için çalışmalılar?
- Why should they try to influence him?
Çevirdiğiniz cümlenin iyi bir çevirisini yapın. Diğer dillere yapılan çevirilerin sizi etkilemesine izin vermeyin.
- Make a good translation of the sentence that you are translating. Don't let translations into other languages influence you.
Genellikle işten ne zaman ayrılırsın?
- What time do you usually get off your work?
General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı.
- General Motors laid off 76,000 workers.
Neden onu etkilemek için çalışmalılar?
- Why should they try to influence him?
O çalışırken bir kaza yaptı.
- He had an accident while working.
Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin?
- Could you explain how the dishwasher works?
Onların kararını etkileyen muhtemelen oydu.
- That was probably what influenced their decision.
İnsan ve hayvan yaşamı atmosferik çevreye gösterdikleri tepkilerden etkilenirler.
- Human and animal life are influenced by their reactions to the atmospheric environment.
İşyerindeki kültürü nasıl tanımlardın?
- How would you describe the culture of your workplace?
Tom işyerinde bir kazada yaralandı.
- Tom got hurt in an accident at work.
They worked on her to join the group.
I have absolutely no influence over him.
... influence on the amygdala. ...
... influence ...