in addition to

listen to the pronunciation of in addition to
Английский Язык - Турецкий язык
ek olarak

İngilizceye ek olarak Fransızca eğitimi de alıyorum. - I study French in addition to English.

Bitki yaşamı için, suya ek olarak güneş ışığı kesinlikle gereklidir. - In addition to water, sunshine is absolutely necessary for plant life.

yanında
fazla olarak
buna ek olarak
-e ilaveten
ekstradan
ilave olarak

Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi. - In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.

bir de

Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor. - In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.

e ek olarak
bunun yanısıra
-e ek olarak
ilaveten

Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı. - In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.

ayrıca
maada
besides
{e} dışında

Arkadaşlarının dışında kimse geliyor mu? - Is anyone coming besides your friends?

Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu. - There was no one in the room besides Mary and John.

in addition
ek olarak

İngilizceye ek olarak Fransızca eğitimi de alıyorum. - I study French in addition to English.

Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

besides
Yanı sıra

Bunun yanı sıra, nasıl dans edilir bilmiyorum. - Besides that, I don't know how to dance.

İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte. - He speaks two languages besides English.

besides
-e ilaveten
besides
-in dışında
besides
hem de
besides
-den başka
in addition
yanında
in addition
bundan başka
in addition
yanı sıra

Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır. - In addition to being a famous physicist, he is a great novelist.

Bir doktor olmanın yanı sıra, o bir yazardır. - In addition to being a doctor, he is a writer.

in addition
fazladan
in addition
ayrıca

Ayrıca, bir profesörle görüşmeliyim. - In addition, I have to interview a professor.

Ayrıca yaşlıların birbiriyle kaynaşabilmeleri ve Amerikan yaşamında aktif katılımcılar olarak kalabilmeleri için çok sayıda gruplar kurulmuştur. - In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.

in addition
bir de

Düzenli testler almaya ek olarak, bizim uzun bir deneme teslim etmemiz gerekiyor. - In addition to taking the regular tests, we have to hand in a long essay.

besides
hariç
besides
ayrıca

Gitmek istemiyorum ve ayrıca çok geç. - I don't want to go, and besides it's too late.

Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz. - Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.

besides
üstelik

Şimdi çok geç oldu. Üstelik, yağmur yağmaya başlıyor. - It's too late now. Besides, it's starting to rain.

besides
bundan başka
besides
bir de

Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı. - Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.

besides
bunun yanısıra
in addition
ilaveten

Matematik, fizik ve astronomiye ilaveten Newton'un aynı zamanda simya, mistisizm ve teolojiye bir ilgisi vardı. - In addition to mathematics, physics and astronomy, Newton also had an interest in alchemy, mysticism and theology.

İlaveten 5 dolar ödemek zorunda kaldım. - I had to pay 5 dollars in addition.

in addition
Bir de, hem de, ek olarak, dahası
in addition
İlave olarak

Beni kiralamasına ilave olarak, bana biraz öğüt verdi. - In addition to hiring me, he gave me a piece of advice.

in addition
ek te
ın addition to
Buna ek için
besides
besides başka
besides
{e} yanı sıra. z. ayrıca, üstelik
besides
(zarf) ayrıca, bundan başka, üstelik, bir de, hem de, zaten
in addition
hem de
in addition
üste

Hava soğuktu ve üstelik rüzgarlıydı. - It was cold, and in addition, it was windy.

Английский Язык - Английский Язык
beyond
on top of, extra to
besides
in addition
also; as well; besides
in addition
on top
in addition
also, on top of that
in addition
by way of addition; furthermore; "he serves additionally as the CEO"
in addition to

    Расстановка переносов

    in ad·di·tion to

    Турецкое произношение

    în ıdîşın tı

    Произношение

    /ən əˈdəsʜən tə/ /ɪn əˈdɪʃən tə/

    Видео

    ... In addition to that, they have sensors. ...
    ... So in addition to the request from Googlebot, there is also ...
Избранное