girmiş

listen to the pronunciation of girmiş
Турецкий язык - Английский Язык
entered

The email address you entered is already in use. - Girmiş olduğunuz e-posta adresi zaten kullanımda.

I had scarcely entered the class before the students started asking questions. - Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.

Past tense and past participle of to enter
gir
come in

She beckoned me to come in. - O bana içeri girmem için işaret etti.

I didn't hear you come in. - İçeri girdiğini duymadım.

birbirine girmiş
kinky
gir
(Bilgisayar) sign in
gir
(Bilgisayar) retype
gir
incur
gir
got into

Tom broke the door window, reached inside, unlocked the door and got into the car. - Tom kapı camını kırdı, içeriye girdi, kapının kilidini açtı ve arabaya bindi.

I can't believe that you actually got into Harvard. - Harvard'a gerçekten girdiğine inanamıyorum.

gir
get into

Tom tried to get into the locked room. - Tom kilitli odaya girmeye çalıştı.

It's possible that Tom will get into Harvard. - Tom'un Harvard'a girmesi mümkündür.

gir
fallen under
gir
{f} enter

An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what? - İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?

Knock on the door before entering the room. - Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.

gir
gone into
gir
fell under
gir
fall under
gir
go into

I saw him go into the toilet a few minutes ago. - Beş dakika önce onun tuvalete girdiğini gördüm.

Tom wanted to go into politics. - Tom siyasete girmek istedi.

gir
went into
birbirine girmiş
in mesh
insan şekline girmiş
incarnate

You are the devil incarnate. - Sen şeytanın insan şekline girmiş halisin.

kramp girmiş
cramped
savaş düzenine girmiş
embattled
yeni girmiş kimse
neophyte
çıkmaza girmiş
bogged down
çıkmaza girmiş
deadlocked
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение girmiş в Турецкий язык Турецкий язык словарь

GÎR
(Osmanlı Dönemi) f. (Giriften) "Tutmak, yakalamak" mastarının emir köküdür. Türkçedeki: yapan, tutan, tutucu, dağılan, yayılan gibi mânalara gelir. Kelimenin sonuna eklenir
girmiş
Избранное