gönüllüler

listen to the pronunciation of gönüllüler
Турецкий язык - Английский Язык
volunteers

There were no volunteers for the job. - İş için gönüllüler yoktu.

The institution advertised on TV for volunteers. - Kurum gönüllüler için televizyonda ilan verdi.

Workers who are not considered to be employees under the act when they serve of their own free will without compensation
n Plants that you like and know the name of that came up somewhere you did not plant them Note that if you don't like them, they are weeds, not volunteers Example of proper usage: "I had a Lenton Rose volunteer in my flower bed!" Example of improper usage: "I have crabgrass volunteering in my zoysia!"
Plural form of a volunteer
seed or tubers that have been left behind in the field after harvest and have not been killed by winter conditions; grow up the following year
People who work for no money
Unpaid lay and professional persons who offer their services in support of the Cooperative Extension organization and its educational programs, often taking on the role of educator under the supervision of professional Extension educators
gönüllü
voluntary

ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency. - ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.

That organization depends on voluntary contributions. - Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.

gönüllü
volunteer

She resolved to work as a volunteer. - O, gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.

Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books. - Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.

gönüllü
willing

Tom is willing to try anything. - Tom bir şey denemek için gönüllü.

I'm pretty sure Tom's willing to help us. - Tom'un bize yardım etmek için gönüllü olduğundan oldukça eminim.

gönüllü
voluntarily

Tom did it voluntarily. - Tom onu gönüllü olarak yaptı.

I enlisted voluntarily. - Ben gönüllü olarak askere yazıldım.

gönüllü
disposed
gönüllü
free will
gönüllü
freewill
gönüllü
of one's own accord
gönüllü
willful
gönüllü
prepared
gönüllü
ready
gönüllü
to volunteer
gönüllü
lover
gönüllü
willing, ready; voluntary; volunteer; lover; of one's own accord, voluntarily
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение gönüllüler в Турецкий язык Турецкий язык словарь

gönüllü
Seven kimse veya sevgili
gönüllü
Çok istekli
gönüllü
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen
gönüllü
Bir işi yapmayı hiçbir yükümlülüğü yokken isteyerek üstlenen: "Yabancı dil bildiği için de, Kore'ye gönüllü olarak göndermeye kalkmışlardı."- Ç. Altan. Çok istekli: "Henüz nizamiye ve gönüllü taburların neferleri dağılmamıştı."- Ö. Seyfettin
gönüllüler
Избранное