She devoted herself to the volunteer activity.
- O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
She resolved to work as a volunteer.
- O, gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.
That organization depends on voluntary contributions.
- Bu organizasyon gönüllü katkılara bağlıdır.
The company appealed for people to take voluntary resignation.
- Şirket insanların gönüllü olarak istifa etmeleri için yalvardı.
She is willing to do anything for me.
- Benim için herhangi bir şeyi yapmaya gönüllü.
The coalition of the willing.
- Gönüllüler koalisyonu.
Did Tom sign that confession voluntarily?
- Tom bu itirafı gönüllü olarak imzaladı mı?
He voluntarily helped his mum clean.
- O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.
Please accept my humble apologies.
- Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
The humble man is getting along with his neighbors.
- Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
They are in need of volunteers.
- Onların gönüllülere ihtiyacı var.
Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
- Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
Güzel çehreli müsteşar bey, nazır beyin kapıcısından daha alçak gönüllü idi.- Ö. Seyfettin.