Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books.
- Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
There is an urgent need for volunteers.
- Gönüllülere acil ihtiyaç vardır.
This was totally voluntary.
- Bu tamamen gönüllüydü.
ENERGY STAR is a U.S. Environmental Protection Agency (EPA) voluntary program that helps businesses and individuals save money and protect our climate through superior energy efficiency.
- ENERGY STAR, işletmelerin ve bireylerin tasarruf yapmasına ve üstün enerji verimliliği ile iklimimizi korumasına yardımcı olan bir ABD Çevre Koruma Ajansı gönüllü programıdır.
She resolved to work as a volunteer.
- O, gönüllü olarak çalışmaya karar verdi.
Few elephants would volunteer to move to Europe.
- Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.
Tom is willing to try anything.
- Tom bir şey denemek için gönüllü.
She is willing to do anything for me.
- Benim için herhangi bir şeyi yapmaya gönüllü.
He voluntarily helped his mum clean.
- O, gönüllü olarak annesinin temizlik yapmasına yardımcı oldu.
I enlisted voluntarily.
- Ben gönüllü olarak askere yazıldım.