When he was a student, he went to the disco only once.
- Öğrenci olduğu zamanlar diskoya sadece bir kez gitti.
Stir once every fifteen minutes.
- Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
Can I eat this mushroom? You can eat anything one time.
- Bu mantarı yiyebilir miyim? Bir şeyi bir kez yiyebilirsin.
I have been to Kyoto one time.
- Bir kez Kyoto'da bulundum.
I promised my parents I would visit them at least once every three months.
- Ebeveynlerime en az her üç ayda bir kez onları ziyaret edeceğime söz verdim.
Stir once every fifteen minutes.
- Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
For once in my life, I'd like to do something right.
- Hayatımda bir kez, doğru bir şey yapmak istiyorum.
Why can't you be nice to me for once?
- Neden bir kez olsun bana karşı kibar olamıyorsun?
Explain it once more, Jerry.
- Onu bir kez daha açıkla, Jerry.
She'll try it once more.
- O onu bir kez daha deneyecek.
France and Britain were at war once again.
- Fransa ve İngiltere bir kez daha savaştaydı.
Let's try once again.
- Bir kez daha deneyelim.
I'll say it one more time.
- Bir kez daha söyleyeceğim.
Let's try one more time.
- Bir kez daha deneyelim.