Определение one more time в Английский Язык Турецкий язык словарь
- bir kere daha
- bir kez daha
Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.
-If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times.
Bir kez daha deneyelim.
-Let's try one more time.
- one time
- bir kez
Bu mantarı yiyebilir miyim? Bir şeyi bir kez yiyebilirsin.
-Can I eat this mushroom? You can eat anything one time.
Ben bunu sana sadece bir kez soracağım, Tom.
-I'm only going to ask you this one time, Tom.
- one time
- bir sefer
Ben dışarıya bir seferde kaç tane kitap alabilirim?
-How many books can I take out at one time?
Klinik, bir seferde hasta başına iki ziyaretçiye izin verdi.
-The clinic allowed only two visitors per patient at any one time.
- one time
- vaktiyle
Tom şimdi Mary ile evli ama o vaktiyle Alice ile evliydi.
-Tom is married to Mary now, but at one time he was married to Alice.
Связанные Термины
Определение one more time в Английский Язык Английский Язык словарь
- one more time for the sweet souvenir
- for old times' sake
- one time
- on one occasion; "once I ran into her"
- one time
- {i} once, single occurrence
Связанные Термины
Турецкое произношение
hwʌn môr taymПроизношение
Resimler
Видео
... >>Kevin Allocca: Let's hear it one more time for Taylor Swift. ...