Bana süpürge ve faraşı ver lütfen. Yere bazı kırıntılar döktüm.
- Pass me the broom and dustpan, please. I spilled some crumbs on the floor.
Bu çocuklar ördeklere ekmek kırıntıları attılar, onları gördüm.
- These children threw the bread crumbs to the ducks, I saw them.
Ben biraz Japonca konuşuyorum.
- I speak a little Japanese.
Biraz daha biber ekle.
- Add a little more pepper.
Tom azıcık erken geldi.
- Tom was a little early.
Kuralları azıcık ihlal etmekten korkma.
- Don't be afraid to break the rules a little.
Tom pastanın bir parçasını aldı.
- Tom got a little pie.
Pastadan bir parça al.
- Have a little of this cake.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
A little water has spilled.