Neden her yerde kırıntılar var?
- Why are there crumbs everywhere?
Bana süpürge ve faraşı ver lütfen. Yere bazı kırıntılar döktüm.
- Pass me the broom and dustpan, please. I spilled some crumbs on the floor.
Ben biraz İngilizce öğreniyorum.
- I am learning a little English.
Ben biraz Japonca konuşuyorum.
- I speak a little Japanese.
Kuralları azıcık ihlal etmekten korkma.
- Don't be afraid to break the rules a little.
Kanepede azıcık kestir.
- Take a little nap on the sofa.
Tom pastanın bir parçasını aldı.
- Tom got a little pie.
İşte senin için bir parça tavsiye, Tom.
- Here's a little nugget of advice for you, Tom.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
A little water has spilled.