A skull shaped asteroid flew by the Earth on Halloween.
- Bir kafatası şeklinde bir asteroid, Cadılar Bayramı'nda Dünya'nın yanından geçip gitti.
He baked her a red cake shaped like a heart.
- O, ona bir kalp şeklinde kırmızı bir pasta pişirdi.
I figured it was easier to do it this way.
- Onu bu şekilde yapmanın daha kolay olduğunu düşündüm.
Young girls' desire for slim figures is strong.
- Genç kızların narin şekiller için arzusu güçlüdür.
Our political system was shaped by feudal traditions.
- Siyasi sistemimiz feodal gelenekler tarafından şekillendirilmişti.
Modern bridges are similar in shape.
- Modern köprüler şekil olarak benzer.
I formulated it wrongly.
- Onu yanlış şekilde formüle ettim.
A form appeared in the darkness.
- Karanlıkta bir şekil belirdi.
The French croissant is a crescent-shaped pastry.
- Fransız kruvasan bir hilal şeklinde pastadır.
Patterns of married life are changing a lot.
- Evlilik yaşam şekilleri çok değişiyor.
Britain faced dangerously low supplies of food.
- İngiltere tehlikeli şekilde düşük gıda malzemeleri ile karşı karşıya idi.
If you talk to me that way again, I'm going to smash your face in.
- Benimle tekrar o şekilde konuşursan, yüzünü parçalayacağım.
At the bus stop, people waited in orderly lines, but as soon as the bus pulled up, the line broke up.
- Otobüs durağında,insanlar düzgün bir şekilde sırada beklediler.Filhakika otobüs durur durmaz sıra bozuldu.
You have to read between the lines to get the most out of anything.
- En iyi şekilde yararlanmak için satır aralarını iyi okumak zorundasın.
A wise man would not act in that way.
- Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
There are three types of a solar eclipse: total, partial, and annular.
- Üç tip güneş tutulması vardır: toplam, kısmi ve halka şeklinde.
We have a square table.
- Bizim kare şeklinde bir masamız var.