I figured it was easier to do it this way.
- Onu bu şekilde yapmanın daha kolay olduğunu düşündüm.
Young girls' desire for slim figures is strong.
- Genç kızların narin şekiller için arzusu güçlüdür.
The old house was in bad shape.
- Eski ev kötü bir şekildeydi.
Some important geometric shapes are the triangle, the square, the rectangle, the circle, the parallelogram and the trapezium.
- Bazı önemli geometrik şekiller üçgen, kare, dikdörtgen, daire, paralelkenar ve ikizkenar yamuktur.
A form appeared from over there.
- Oradan bir şekil ortaya çıktı.
I formulated it wrongly.
- Onu yanlış şekilde formüle ettim.
I'm sorry, I'll pay you back in kind.
- Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
Surprisingly enough, he turned out to be a thief.
- Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.
Hanako turned out to be a surprisingly nice person.
- Hanako'nun şaşırtıcı şekilde hoş bir insan olduğu ortaya çıktı.
A wise man would not act in that way.
- Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
Mary laid on her bed, crying with her face buried into her pillow.
- Mary yatağına uzandı, yüzü yastığına gömülü şekilde ağladı.
His face is distorted by pain.
- Onun yüzü acıdan şekil değiştirmişti.