Onlar bugüne kadar iyi komşulardı.
- They have been good neighbors to this day.
Bugün hava rüzgarlı, değil mi?
- It is windy today, isn't it?
Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.
- It will not make much difference whether you go today or tomorrow.
Onlar bugüne kadar iyi komşulardı.
- They have been good neighbors to this day.
Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.
- As everyone knows, today is a very significant day for us.
Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
- In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
Bu günün gelmesini bekliyordum.
- I've been waiting for this day to come.
Hayatım boyunca bu gün için bekledim.
- I've waited all my life for this day.
Bugünkü gelenekleriniz nedir?
- What are your traditions on this day?
Hep bugünün gelmesini bekledim.
- I've waited forever for this day to come.
Bugün hava harika fakat bu günlerde hep yağmur yağdı.
- The weather today is great, but lately it's been raining all the time.
Emniyet kemeri olmasaydı şimdi hayatta olmazdım.
- But for the safety belt, I wouldn't be alive today.
Annem, şimdiki ev hanımlarının kullandığı ev gereçlerinin hiçbirine sahip değildi.
- My mother had none of the mod cons which are available to today's housewives.
Ana dili Esperanto olan ilk kişi 1904'te doğdu. Günümüzde ise ana dili Esperanto olan birkaç bin kişi var.
- The first native speaker of Esperanto was born in 1904; today there are several thousand Esperanto native speakers.
Gençlerin günümüzde bir şeye inanmasının ne kadar zor olduğunu anlamıyor gibisin.
- You don't seem to understand how difficult it is for young people today to believe in something.
... every single day. ...
... This is what we do, day in and day out. ...