Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?
- Could you please speak a little bit more slowly?
Kanepede azıcık kestir.
- Take a little nap on the couch.
Kuralları azıcık ihlal etmekten korkma.
- Don't be afraid to break the rules a little.
Lütfen AC'yi bir parça aç.
- Please turn up the AC a little bit.
İşte senin için bir parça tavsiye, Tom.
- Here's a little nugget of advice for you, Tom.
Tom hakkında çok az endişeliyim.
- I'm slightly worried about Tom.
Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.
- You may be right, but we have a slightly different opinion.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
Tom, bugün biraz keyfsiz.
- Tom is slightly under the weather today.
Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.
- My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.
- Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.
Kule batıya doğru hafifçe eğildi.
- The tower leaned slightly to the west.