Happy birthday, Muiriel!
- Mutlu yıllar Muiriel!
I decided to be happy because it's good for my health.
- Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.
I saw a joyful smile on his face.
- Onun yüzünde mutlu bir gülümseme gördüm.
I wish you all a merry Christmas and a happy new year.
- Hepinize Mutlu Noeller ve mutlu bir yeni yıl diliyorum.
Merry Christmas and a Happy New Year!
- Mutlu Noeller ve Mutlu bir Yeni Yıl.
The more leisure he has, the happier he is.
- Ne kadar boş vakit bulursa o kadar mutlu olur.
We couldn't be happier for you.
- Sizin için daha mutlu olamazdık.
Tom was glad he didn't have to live in Boston for more than a year.
- Tom bir yıldan daha fazla Boston'da yaşamak zorunda olmadığı için mutluydu.
I'm glad to hear that she is unmarried.
- Onun bekar olduğunu duymaktan dolayı mutluyum.
They were delighted at the good news.
- İyi habere mutlu oldular.
I am delighted at your success.
- Ben başarınızdan mutluluk duyuyorum.
You look happy, so bright and early.
- Mutlu, çok parlak ve erken görünüyorsun.
You don't need much to be blissfully happy.
- Keyifli bir şekilde mutlu olmak için çok fazla şeye ihtiyacın yok.
Tom is blissfully happy.
- Tom keyifli şekilde mutlu.
Tom was stunned, but elated.
- Tom sersemlemiş ama mutluydu.
No matter how rich he may be, he is never contented.
- Ne kadar zengin olursa olsun, o asla mutlu değil.
Tom seemed contented.
- Tom mutlu görünüyordu.
I'd be delighted if you'd come with me.
- Benimle gelseydiniz mutlu olurdum.
The speech made by the president yesterday delighted his supporters.
- Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.
Tom seemed contented.
- Tom mutlu görünüyordu.
Tom seemed to be contented.
- Tom mutlu görünüyordu.
I wish you all a Happy New Year.
- Hepinize Mutlu Yıllar dilerim.
Wish all my friends and loved one Happy New Year.
- Bütün arkadaşlarıma ve sevgilime Mutlu Yıllar diliyorum.
Tom certainly has a lot to be happy about.
- Tom'un mutlu olmak için kesinlikle çok şeyi var.
I know you want to be happy.
- Mutlu olmak istediğini biliyorum.
He did everything to become happy.
- O mutlu olmak için her şeyi yaptı.
Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.
- Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar.
The story ends happily.
- Hikaye mutlu bir şekilde sona erer.
The two young girls smiled happily.
- İki genç kız mutlu bir şekilde gülümsedi.
He is rather hard to please.
- Onu mutlu etmek oldukça zordur.
Tom certainly has a lot to be happy about.
- Tom'un mutlu olmak için kesinlikle çok şeyi var.
Being happy doesn't mean that everything is perfect, but rather that you've decided to look beyond the imperfections.
- Mutlu olmak her şeyin mükemmel olduğu anlamına gelmez fakat aksine eksikliklerin ötesine bakmaya karar vermenizdir.
Happy birthday to you! Happy birthday to you! Happy birthday, dear Mary! Happy birthday to you!
- Doğum günün kutlu olsun! Doğum günün kutlu olsun! Mutlu yıllar, sevgili Mary! Doğum günün kutlu olsun!
I'd like to wish my mom a happy birthday.
- Anneme mutlu yıllar dilemek istiyorum.
Happy birthday, Muiriel!
- Mutlu yıllar Muiriel!
He did everything to become happy.
- O mutlu olmak için her şeyi yaptı.
My goal is to become happy.
- Amacım mutlu olmaktır.
I know you want to be happy.
- Mutlu olmak istediğini biliyorum.
Everybody wants to be happy.
- Herkes mutlu olmak istiyor.
Good morning, sir! A merry Christmas to you!
- Günaydın efendim! Size Mutlu Noeller!
Merry Christmas and a Happy New Year!
- Mutlu Noeller ve Mutlu bir Yeni Yıl.
During happy hour, all drinks are half price.
- Mutlu saat boyunca bütün içkiler yarı fiyatına.
I don't want to miss happy hour.
- Mutlu saati kaçırmak istemiyorum.
People like a happy ending.
- İnsanlar mutlu sonu sever.
I like books which have happy endings.
- Mutlu sonları olan kitapları severim.
May this day be the happiest day in your life.
- Bugün hayatındaki en mutlu gün olsun.
What time are you the happiest?
- Ne zaman en mutlusun?