Üzgünüm, gitmek zorundayım.
- I am sorry, I've got to go.
Ben, sizi bu kadar uzun beklettiğim için üzgünüm.
- I am sorry to have kept you waiting so long.
Onu işittiğime üzüldüm.
- I am sorry to hear that.
Geç kaldığım için üzgünüm.
- I'm sorry about being late.
Üzgünüm, mantıların tümü bitti.
- I'm sorry, we're all out of manti.
Affedersiniz fakat söylediğinizi anlamadım.
- I'm sorry, but I didn't catch what you said.
Affedersiniz, adınızı unuttum.
- I'm sorry, I've forgotten your name.
... I'm sorry, no amount of mind-body medicine ...
... sorry I tend to personalize this too much because I think ...