We can't let these greedy bastards take what is ours.
- Bu açgözlü piçlerin bizimkileri almalarına izin veremeyiz.
We like it when others' mistakes are pointed out, but not when ours are.
- Başkalarının hataları işaret edildiğinde bu hoşumuza gider, fakat bizimkiler işaret edildiğinde değil.
We agreed among ourselves.
- Biz kendi aramızda anlaştık.
We enjoyed ourselves at the seaside all day.
- Biz bütün gün deniz kenarında eğlendik.
Their lifestyle is different from ours.
- Onların yaşam biçimi bizimkinden farklı.
Your team is stronger than ours.
- Senin takım bizimkinden daha güçlü.
We consumers must buy more domestic products.
- Biz tüketiciler daha fazla yerli ürün tüketmeliyiz.
We produce palm wine.
- Biz palmiye şarabı üretiyoruz.