şu

listen to the pronunciation of şu
Турецкий язык - Английский Язык
(İnşaat) that

This is a house and that is a mosque. - Bu bir ev, şu ise camidir.

Look at that mountain which is covered with snow. - Karlarla örtülü şu dağa bak.

quod
that, this; that one
şu ana kadar
so far

So far, he has been extremely happy. - O, şu ana kadar oldukça mutlu.

How many computers have you had so far? - Şu ana kadar kaç tane bilgisayarın oldu?

şu an
{i} present

My uncle is staying in Hong Kong at present. - Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.

The present government has many problems. - Şu andaki hükümetin çok sayıda problemleri var.

şu anda
currently

Tom currently works for his father's company. - Tom şu anda babasının şirketi için çalışıyor.

Tom currently teaches English in Japan. - Tom şu anda Japonya'da İngilizce öğretiyor.

şu anda
just now, at present, at the moment
şu anda
now

I hear that Tom isn't in Boston now. - Tom'un şu anda Boston'da olmadığını duyuyorum.

I'm drinking a beer right now. - Şu anda bir bira içiyorum.

şu ana kadar
up till now
şu ana kadar
by now

Tom is supposed to be in Boston by now. - Tom'un şu ana kadar Boston'da olması bekleniyor.

Tom must be over thirty by now. - Tom şu ana kadar otuzun üzerinde olmalı.

şu ana kadar
until now

I have been lucky until now. - Şu ana kadar şanslıydım.

For some reason the microphone wasn't working until now. - Bazı nedenlerden dolayı mikrofon şu ana kadar çalışmıyordu.

şu ana kadar
up to now

Up to now I've never been abroad. - Şu ana kadar hiç yurt dışında bulunmadım.

Up to now, how many books do you think you've read? - Şu ana kadar sence kaç kitap okumuşsundur?

şu anda
yet

Do you have any plans yet? - Şu anda hiç planın var mı?

At present, consensus has yet to be reached. - Şu anda, yine de görüş birliğine varılmalı.

şu anda
just now

My father is busy just now. - Babam şu anda meşgul.

I was just now thinking about that problem. - Şu anda o sorun hakkında düşünüyordum.

şu anda
for the present
şu anda
(Konuşma Dili) here and now

I can't answer you here and now. - Sana burada ve şu anda cevap veremem.

şu anki
current

I want to quit my current job. - Ben şu anki işimi bırakmak istiyorum.

Tom is perfectly satisfied with his current salary. - Tom şu anki aylığından tamamen memnun.

şu anki
going
şu anki
currently
şu şekilde
thus
şu şekilde
thus and so
şu an
this instant
şu ana kadar
yet

Have they found Tom yet? - Şu ana kadar Tom'u buldular mı?

Have you finished reading today's paper yet? - Şu ana kadar bugünkü gazeteyi okumayı bitirdin mi?

şu ana kadar
as yet
şu ana kadar
ever

Nothing is ever right. - Şu ana kadar hiçbir şey doğru değil.

Resident Evil 4 is one of the best games I have ever played. - Resident Evil 4 şu ana kadar oynadığım en iyi oyunlardan biridir.

şu ana kadar
thus far
şu anda
presently

I am presently working in the hotel kitchen. - Ben şu anda otel mutfağında çalışıyorum.

It is an ancient midden, presently an archaeological treasury. - Eski bir çöp yığını şu anda arkeolojik bir hazinedir.

şu anda
at present

Everything is going well at present. - Şu anda her şey iyi gidiyor.

At present they are working for a big company in England. - Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar.

şu anda
at the present time
şu an
{i} now

I am only warming up now. - Şu an sadece ısınıyorum.

What I want now is not money, but time. - Şu anda istediğim para değil, fakat zamandır.

Şu ana kadar
up until now
Şu anda
now to
şu an
at the moment

Can you mention some celebrities in Italy at the moment? - Şu anda İtalya'daki bazı ünlülerden bahsedebilir misin?

Our prospects for victory are excellent at the moment. - Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.

şu anda
at the moment

Our prospects for victory are excellent at the moment. - Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.

He is on another phone at the moment. - O şu anda başka bir telefonda.

şu sıralar
recently

We have recently discussed this problem. - Şu sıralar bu problemi tartıştık.

I've been spending a lot of time studying for IT certifications recently. - Şu sıralar BT sertifikasyonlarına çalışmaya çok vakit harcıyorum.

şu an
at present

My uncle is staying in Hong Kong at present. - Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.

I don't need money at present. - Benim şu anda paraya ihtiyacım yok.

şu ana kadar
up to the present
şu anki
present

Your present trouble is on my mind all the time. - Senin şu anki sorunun her zaman aklımda.

Are you content with your present salary? - Şu anki maaşından memnun musun?

şu günlerde
1. in the near future, any day now. 2. in these days: in those days
şu günlerde
in these days
Турецкий язык - Турецкий язык
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı belirten gösterme sıfatı: "Masanın üstünde şu mektubu buldu"- M. Ş. Esendal
Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan gösterme zamiri
(Osmanlı Dönemi) (-) (-Şuy) f. Temizleyen, yıkayan
Pasta hamuru
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı belirten gösterme sıfatı