şu

listen to the pronunciation of şu
Турецкий язык - Английский Язык
(İnşaat) that

This is a post office and that is a bank. - Bu bir postane, şu ise bir bankadır.

Look at that mountain which is covered with snow. - Karlarla örtülü şu dağa bak.

quod
that, this; that one
şu ana kadar
so far

You have been doing well at school so far. - Şu ana kadar okulda iyi gidiyorsun.

Everything is fine so far. - Şu ana kadar her şey iyi.

şu an
{i} present

The present government has many problems. - Şu andaki hükümetin çok sayıda problemleri var.

At present they are working for a big company in England. - Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar.

şu anda
currently

Tom currently works for his father's company. - Tom şu anda babasının şirketi için çalışıyor.

Tom isn't currently in prison. - Tom şu anda hapishanede değil.

şu anda
just now, at present, at the moment
şu anda
now

I'm drinking a beer right now. - Şu anda bir bira içiyorum.

Are you ready to order now? - Şu anda sipariş vermeye hazır mısınız?

şu ana kadar
up till now
şu ana kadar
by now

Tom is worried because he should have heard from Mary by now. - Tom şu ana kadar Mary'den bir haber almış olması gerektiği için endişeli.

Tom is supposed to be in Boston by now. - Tom'un şu ana kadar Boston'da olması bekleniyor.

şu ana kadar
until now

I have been lucky until now. - Şu ana kadar şanslıydım.

Sorry, I didn't read your comment until now. - Üzgünüm, şu ana kadar yorumunuzu okumadım.

şu ana kadar
up to now

Next time I switch jobs, I need work that will let me make use of the experience I've gained up to now. - Gelecek sefer iş değiştireceğim. Benim şu ana kadar kazandığım deneyimi kullanmama izin verecek işe ihtiyacım var.

Up to now, how many books do you think you've read? - Şu ana kadar sence kaç kitap okumuşsundur?

şu anda
yet

I believe Elvis yet lives. - Elvis'in şu anda yaşadığına inanıyorum.

Do you have any plans yet? - Şu anda hiç planın var mı?

şu anda
just now

My father is busy just now. - Babam şu anda meşgul.

Mother is very busy just now. - Annem şu anda çok meşgul.

şu anda
for the present
şu anda
(Konuşma Dili) here and now

I can't answer you here and now. - Sana burada ve şu anda cevap veremem.

şu anki
current

I want to quit my current job. - Ben şu anki işimi bırakmak istiyorum.

I am content with my current position. - Şu anki pozisyonumdan memnunum.

şu anki
going
şu anki
currently
şu şekilde
thus
şu şekilde
thus and so
şu an
this instant
şu ana kadar
yet

Bill, did you take Spot for a walk yet? - Bill, şu ana kadar Spot'u yürüyüşe çıkardın mı?

Have you finished reading today's paper yet? - Şu ana kadar bugünkü gazeteyi okumayı bitirdin mi?

şu ana kadar
as yet
şu ana kadar
ever

Nothing is ever right. - Şu ana kadar hiçbir şey doğru değil.

All you ever do is nitpick. I wish you could say something more constructive. - Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.

şu ana kadar
thus far
şu anda
presently

It is an ancient midden, presently an archaeological treasury. - Eski bir çöp yığını şu anda arkeolojik bir hazinedir.

I am presently working in the hotel kitchen. - Ben şu anda otel mutfağında çalışıyorum.

şu anda
at present

Everything is going well at present. - Şu anda her şey iyi gidiyor.

My uncle is staying in Hong Kong at present. - Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.

şu anda
at the present time
şu an
{i} now

I am only warming up now. - Şu an sadece ısınıyorum.

If it weren't for her help, I would not be alive now. - Onun yardımı olmasa, şu an hayatta olmam.

Şu ana kadar
up until now
Şu anda
now to
şu an
at the moment

Tom isn't here at the moment. - Tom şu anda burada değil.

Can you mention some celebrities in Italy at the moment? - Şu anda İtalya'daki bazı ünlülerden bahsedebilir misin?

şu anda
at the moment

Can you mention some celebrities in Italy at the moment? - Şu anda İtalya'daki bazı ünlülerden bahsedebilir misin?

They're having a break at the moment. - Onlar şu anda bir mola veriyorlar.

şu sıralar
recently

We have recently discussed this problem. - Şu sıralar bu problemi tartıştık.

I've been spending a lot of time studying for IT certifications recently. - Şu sıralar BT sertifikasyonlarına çalışmaya çok vakit harcıyorum.

şu an
at present

My uncle is staying in Hong Kong at present. - Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.

Everything is going well at present. - Şu anda her şey iyi gidiyor.

şu ana kadar
up to the present
şu anki
present

Are you content with your present salary? - Şu anki maaşından memnun musun?

Tom isn't content with his present salary. - Tom şu anki maaşından memnun değil.

şu günlerde
1. in the near future, any day now. 2. in these days: in those days
şu günlerde
in these days
Турецкий язык - Турецкий язык
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı belirten gösterme sıfatı: "Masanın üstünde şu mektubu buldu"- M. Ş. Esendal
Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan gösterme zamiri
(Osmanlı Dönemi) (-) (-Şuy) f. Temizleyen, yıkayan
Pasta hamuru
Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı belirten gösterme sıfatı