I can't make out these figures.
- Bu şekilleri anlayamam.
I figured it was easier to do it this way.
- Onu bu şekilde yapmanın daha kolay olduğunu düşündüm.
The old house was in bad shape.
- Eski ev kötü bir şekildeydi.
Modern bridges are similar in shape.
- Modern köprüler şekil olarak benzer.
A form appeared in the darkness.
- Karanlıkta bir şekil belirdi.
Communication takes many forms.
- İletişim birçok şekiller alır.
I'm sorry, I'll pay you back in kind.
- Özür dilerim. Aynı şekilde sana geri ödeyeceğim.
Tom doesn't know how things turned out this way.
- Tom şeylerin bu şekilde ortaya nasıl çıktığını bilmiyor.
Surprisingly enough, he turned out to be a thief.
- Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.
A wise man would not act in that way.
- Akıllı bir adam bu şekilde hareket etmezdi.
His face is distorted by pain.
- Onun yüzü acıdan şekil değiştirmişti.
The victim's body was lying face down on the rug.
- Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu.