Tom, komitenin başkan vekili oldu.
 - Tom became the acting chairman of the committee.
Jane öğrencilerin sahnede iyi rol yaptıklarını gördü.
 - Jane saw the students acting well on the stage.
Ben rol yapmayı ve şarkı söylemeyi severim.
 - I love acting and singing.
O filmdeki oyunculuk çok iyiydi.
 - The acting in that movie was very good.
Tom benim oyunculuk sınıfında.
 - Tom is in my acting class.
Patlamadan hemen önce, şüpheli bir biçimde davranan bir adam görüldü.
 - A man was seen acting suspiciously shortly before the explosion.
Bugün bir kral gibi davranan bir çocuk yarın bir zalim gibi davranır.
 - Today a child acting like a king, tomorrow a tyrant.
Onun oyunculuğu profesyonel düzeydedir.
 - Her acting is on the level of a professional.
Onun oyunculuğu mükemmeldi.
 - His acting left nothing to be desired.
Ben rol yapmayı ve şarkı söylemeyi severim.
 - I love acting and singing.
Ben senin rol yapma şeklini beğenmiyorum.
 - I don't like the way you're acting.