Sanırım çok dikkatliyim.
- I think I'm very observant.
Gazeteci olmak istiyorsan dikkatli olmalısın.
- If you want to be a newspaperman, you have to be observant.
O senin itaatkarlığın.
- That's very observant of you.
Olmam gerektiği kadar itaatkâr değilim.
- I'm not as observant as I should be.
Çoğu şey bir çocuğun diğer çocuklarla oyun oynarken nasıl etkileşim kurduğu gözlemlenerek öğrenilebilir.
- Much can be learned by observing how a child interacts at play with other children.
Ben yabani kuşları gözlemliyorum.
- I'm observing wild birds.
Çoğu şey bir çocuğun diğer çocuklarla oyun oynarken nasıl etkileşim kurduğu gözlemlenerek öğrenilebilir.
- Much can be learned by observing how a child interacts at play with other children.
Ben yabani kuşları gözlemliyorum.
- I'm observing wild birds.
Tom itaatli, değil mi?
- Tom is observant, isn't he?
Tom çok itaatli, değil mi?
- Tom is very observant, isn't he?
Beklemek, gözlemek ve sessiz kalmak birçok savaşı önleyebilir.
- Waiting, observing, and keeping silent can avoid many wars.