Otistik insanların yalnızca yaklaşık yüzde 15'i işgücündedir, başlıca nedeni insanların onlar hakkındaki büyük peşin hükümleridir.
 - Only about 15 per cent of people with autism are in the workforce, mainly because people are so judgemental about them.
Japonya'nın başlıca adaları Hokkaido, Shikoku, Honshu ve Kyushu'dur.
 - The main islands of Japan are Hokkaido, Shikoku, Honshu and Kyushu.
Asıl sorun ne zaman başlanacağıdır.
 - When to start is the main problem.
Planın asıl amacını açıkladı.
 - He explained the main purpose of the plan.
İranlılar ana yemeği yoğurt ile yerlerdi.
 - Iranians used to eat main meal with yoghurt.
Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar.
 - The main streets of many small towns have been all but abandoned thanks, in large part, to behemoths like Wal-Mart.
Turun ortasında onlar ana gruptan ayrıldılar.
 - In the middle of the tour, they became separated from the main group.
Endişelendiğim en önemli şey endişeli olmadığımdır.
 - The main thing I'm worried about is that I'm not worried.
Baş konuşmacıyı tanıtmak zorunda kalacağımı bilmiyordum.
 - I didn't know I was going to have to introduce the main speaker.
Birinin ününü sürdürmek zordur.
 - It is hard to maintain one's reputation.
Güney Yarımküre, çoğunlukla okyanuslardan oluşur.
 - The Southern Hemisphere is comprised mainly of oceans.