Everyone will accept that idea in principle.
 - Herkes o fikri prensip olarak kabul edecektir.
I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult.
 - Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.
I make it a rule not to stay up late.
 - Geç saatlere kadar ayakta kalmamayı prensip edindim.
He makes it a rule not to eat too much.
 - Çok fazla yemek yememeyi prensip edinir.