placed in the zenith, perpendicular

listen to the pronunciation of placed in the zenith, perpendicular
İngilizce - Türkçe

placed in the zenith, perpendicular teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

vertical
{s} düşey
vertical
{s} dikey

Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi. - He drew some vertical lines on the paper.

Bu direk oldukça dikey değil. - That pole is not quite vertical.

vertical
{s} dik

Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi. - He drew some vertical lines on the paper.

Uçurum neredeyse diktir. - The cliff is almost vertical.

vertical
{i} dikey düzlem
vertical
(Tıp) vertlkal
vertical
amudi
vertical
şakuli
vertical
{i} dikey çizgi

Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi. - He drew some vertical lines on the paper.

Mary dikey çizgili giysiler giymekten hoşlanır çünkü onların daha ince gösterdiğini duymuş. - Mary likes to wear clothes with vertical stripes, because she heard they make you look thinner.

vertical
ufuk düzlemine dikey olan büyük daire
vertical
tam tepede olan
vertical
{i} düşey doğru
vertical
{i} düşey düzlem
vertical
(sıfat) dikey, düşey, dik, tepede olan
vertical
(Tıp) kafa tepesi ile ilgili
vertical
dikey düzlem/dikey çizgi
İngilizce - İngilizce
{a} vertical
placed in the zenith, perpendicular