paying attention; noticing, watching, listening, or attending closely

listen to the pronunciation of paying attention; noticing, watching, listening, or attending closely
İngilizce - Türkçe

paying attention; noticing, watching, listening, or attending closely teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

attentive
özenli

Olmam gerektiği kadar özenli değilim. - I'm not as attentive as I should be.

Tom benim daha özenli olmamı istedi. - Tom asked me to be more attentive.

attentive
{s} dikkatli

Daha dikkatli olmalısın. - You need to be more attentive.

Söylediğimi dikkatlice dinle. - Listen attentively to what I say.

attentive
nazik attentively dikkatle
attentive
ince

O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi. - He attentively went over her exam paper.

attentive
hizmete hazır olarak
attentive
incelik
attentive
kibar/dikkatli
attentive
{s} dikkat eden, dikkatli: an attentive worker dikkatli bir işçi
attentive
nezaket
attentive
nezaketle attentiveness dikkat
attentive
{s} dikkatle izleyen: an attentive audience dikkatle izleyen seyirciler
attentive
dikkatle izleyen
attentive
yardımcı
attentive
{s} nazik

Büyük annesine karşı çok naziktir. - She is very attentive to her grandmother.

attentive
{s} kibar
İngilizce - İngilizce
attentive

She is an attentive listener, but does not like to talk much.

paying attention; noticing, watching, listening, or attending closely