Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

paying attention; noticing, watching, listening, or attending closely

listen to the pronunciation of paying attention; noticing, watching, listening, or attending closely
İngilizce - Türkçe

paying attention; noticing, watching, listening, or attending closely teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

attentive
özenli

Tom benim daha özenli olmamı istedi. - Tom asked me to be more attentive.

Olmam gerektiği kadar özenli değilim. - I'm not as attentive as I should be.

attentive
{s} dikkatli

Daha dikkatli olmalısın. - You need to be more attentive.

Tom Mary'den toplantılar sırasında dikkatli olmasını rica etti. - Tom asked Mary to be attentive during meetings.

attentive
nazik attentively dikkatle
attentive
ince

O onun sınav kağıdını dikkatle inceledi. - He attentively went over her exam paper.

attentive
hizmete hazır olarak
attentive
incelik
attentive
kibar/dikkatli
attentive
{s} dikkat eden, dikkatli: an attentive worker dikkatli bir işçi
attentive
nezaket
attentive
nezaketle attentiveness dikkat
attentive
{s} dikkatle izleyen: an attentive audience dikkatle izleyen seyirciler
attentive
dikkatle izleyen
attentive
yardımcı
attentive
{s} nazik

Büyük annesine karşı çok naziktir. - She is very attentive to her grandmother.

attentive
{s} kibar
İngilizce - İngilizce
attentive

She is an attentive listener, but does not like to talk much.

paying attention; noticing, watching, listening, or attending closely