The lion is the king of the jungle.
- Aslan ormanın kralıdır.
The rain fell soundlessly upon the jungle.
- Yağmur ormanın üzerine sessizce düştü.
Our artificial island isn't very well forested yet.
- Bizim yapay adamız, henüz çok iyi ormanlık alan değil.
Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon.
- Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.
They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting.
- Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek.
Yesterday we were biking in the woods.
- Dün ormanda bisiklete biniyorduk.
Tom has a degree in forestry.
- Tom'un ormancılık bölümünde bir derecesi var.
Tom has a degree in forestry.
- Tom'un ormancılık alanında bir diploması var.
Tom always thought he'd like to become a forest ranger.
- Tom her zaman bir orman bekçisi olmak istemeyi düşündü.
I used to be a forest ranger.
- Eskiden bir orman bekçisiydim.
The smoke from the forest fire was seen from very far away.
- Orman yangınının dumanı çok uzaktan görüldü.
The forest fire began to spread in all directions.
- Orman yangını tüm yönlerde yayılmaya başladı.