on-top-of teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- -e ek olarak, -in yanı sıra, ile beraber: He's doing this on top of his regular job. Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor. He asked for a
- ayrıca
- üstüne
Kayakları arabanın üstüne koydu.
-He put the skis on top of the car.
Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir.
-A house is built on top of a solid foundation of cement.
- -e ilaveten
- -in yanı sıra
- üstünde
Parmaklığın üstünde iki çocuk oturuyor.
-Two children are sitting on top of the fence.
Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı.
-Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.
- ile beraber
- -e ek olarak
- tepesinde
Dağın tepesindeki hava çok inceydi.
-The air on top of the mountain was very thin.
Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu.
-St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.
- üstelik
- in tepesinde
- -e ek olarak, -in yani sıra, ile beraber: "He's doing this on top of his regular job. - Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor.", "She asked for a promotion, and on top of that she wanted a raise. - Terfiini istedi; bir de üstüne üstlük bir maaş artışı talep etti."
- -in tepesinde
on-top-of teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- Fully informed about, and in control of something; up to speed with
I have sorted out the problems and am now on top of the situation.
- In addition to something else
. . and on top of all that, I got a puncture!.
- Atop
- over all of, over the surface of; in addition to
Resimler
Videolar
... costs, plus profit on top of that, and if you are going to save any money through what ...
... So we are working hard on top of these platforms to push the ...