okunmak

listen to the pronunciation of okunmak
Türkçe - İngilizce
to be read
to be studied
to be deciphered
to be sung; to be chanted, be recited
read
oku
read

My father told me not to read a book in my bed. - Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.

Some read books just to pass time. - Bazıları yalnızca zaman geçsin diye kitap okurlar.

oku
{f} reading

I'm reading the New York Times. - New York Times'ı okuyorum.

Is she reading a book? Yes, she is. - O bir kitap okuyor mu? Evet, o okuyor.

diye okunmak
spell
Türkçe - Türkçe
Okunulmak
Okuma işine konu olmak: "Sokak kapısını çalarken akşam ezanı okunuyordu."- Y. Z. Ortaç
Belli olmak, açıkça görünmek: "Bütün söyleyecekleri yüzünden okunuyor."- Y. Z. Ortaç
Davet edilmek, çağrılmak
Belli olmak, açıkça görünmek
Okumak işine konu olmak
oku
Anadoluda küçük armağanlarla yapılan düğün çağrısı
okunma
Okunmak işi
okunmak