Sonunda, Birinci Dünya Savaşı resmen sona erdi.
- Finally, World War One was officially over.
Casusluk yapmakla ilgili resmen suçlanmadı.
- He was never officially charged with spying.
Avustralya'ya seyahatim resmi olarak rezerve edildi.
- My trip to Australia is officially booked.
Tom hâlâ resmî olarak görevde.
- Tom is still officially in charge.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
- The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.
Tayca Tayland'ın resmî dilidir.
- Thai is the official language of Thailand.
Resmî evrakları imzalayamadı.
- He could not sign official papers.
Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
- Canadian officials weighed the supplies of each man.
Yetkililerin yasağı kaldırmasını rica etti.
- He asked the officials to lift the ban.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Tom bir kamu görevlisidir.
- Tom is a public official.
offical support for disabled students in METU.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.
- The customs officials searched the whole ship.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
an official drug or preparation.
an official statement or report.
official duties.
... philip is officially ...