not married

listen to the pronunciation of not married
İngilizce - Türkçe
nikâhsız
single
{i} bekâr

Tom tüm yaşamı boyunca bekar kaldı. - Tom remained single all his life.

Tom ve Mary her ikisi de hâlâ bekar. - Tom and Mary are both still single.

single
tek

Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı. - She left without saying even a single word.

Benim tek bir düşmanım yok. - I don't have a single enemy.

celibate
s., i. (gen. dini nedenlerden dolayı) evlenmeyen ve cinsel ilişkide bulunmayan (kimse)
single
sağlam
celibate
subay
celibate
bekar

Bekar olmak onu sadece diğer bekarlarla yapabileceğin anlamına gelir. - Being celibate means that you may only do it with other celibates.

single
bir

Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı? - Did God really create the earth in a single day?

Benim tek bir düşmanım yok. - I don't have a single enemy.

celibate
{s} dini nedenlerle evlenmeyen
celibate
özellikle dini sebeplerle evlenmeyen
celibate
{i} bekâr kimse
celibate
{i} dini nedenlerle evlenmeyen kimse
celibate
{s} bekâr

Bekar olmak onu sadece diğer bekarlarla yapabileceğin anlamına gelir. - Being celibate means that you may only do it with other celibates.

single
{s} tek bir

Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı? - Did God really create the earth in a single day?

Benim tek bir düşmanım yok. - I don't have a single enemy.

single
gidiş bileti
single
yalnız gidi
single
yalın kat
single
iki tarafta yalnız birer rakip bulunan sağlam
İngilizce - İngilizce
single
unwed
celibate
nonmarried
not married

    Heceleme

    not mar·ried

    Türkçe nasıl söylenir

    nät merid

    Telaffuz

    /ˈnät ˈmerēd/ /ˈnɑːt ˈmɛriːd/