Tom üç kez yıldırım tarafından çarpıldı.
 - Tom has been struck by lightning three times.
Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi.
 - The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.
Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
 - I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
Sanırım hoşça kal dememin zamanıdır.
 - I think it's time for me to say goodbye.
Oda uzun süredir boş.
 - The room has been empty for a long time.
Eğer bir süre evden uzak olursam, posta servisini bırakacağım.
 - If I'm away from home for a period of time, I will stop mail delivery.
O kale eski antik çağda inşa edilmiştir.
 - That castle was built in ancient times.
Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı.
 - Salt was a rare and costly commodity in ancient times.
O, yarın bu vakitte Londra'da olacak.
 - He will be in London at this time tomorrow.
Dün akşam iyi bir vakit geçirdim.
 - I had a good time last evening.
Ne zaman geri döneceksin?
 - What time will you be back?
Zamanın ölçüsü nedir?
 - What are the measures of time?