lükslük

listen to the pronunciation of lükslük
Türkçe - İngilizce
luxuriousness
The state or property of being luxurious, of being expensive or indulgently pleasant

The luxuriousness of the spa was present even in the expensive paper fittingly used for the bill.

{n} great extravagance
{i} opulence, extravagance, richness; abundance, profuseness
luxury: wealth as evidenced by sumptuous living
lüks
luxury

She used to live in luxury. - O lüks içinde yaşardı.

Art is not a luxury, but a necessity. - Sanat bir lüks değil fakat bir gerekliliktir.

lüks
luxurious

Brian's girlfriend often begs him to take her to luxurious restaurants. - Brian'ın kız arkadaşı sık sık onu lüks restoranlara götürmesi için yalvarır.

They furnished the house very luxuriously. - Evi çok lüks bir şekilde döşediler.

lüks
lux

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

They used to live in luxury. - Lüks içinde yaşarlardı.

lüks
deluxe

What is the difference between a deluxe room and a standard room? - Lüks oda ve standart oda arasındaki fark nedir?

What comes with deluxe room service? - Lüks oda servisi ile ne gelir?

lüks
posh

He lives in a posh apartment near Central Park. - O Central Park yakınındaki lüks bir dairede yaşıyor.

She went to a posh school. - O, lüks bir okula gitti.

lüks
ritzy
lüks
luxuriously

They furnished the house very luxuriously. - Evi çok lüks bir şekilde döşediler.

lüks
{s} plush
lüks
{s} fancy

Have you ever wanted to have a fancy car? - Hiç lüks bir araba sahibi olmak istedin mi?

My car isn't fancy, but it gets me from point A to point B. - Arabam lüks değil ama beni A noktasından B noktasına götürüyor.

lüks
de lux
lüks
exclusive
lüks
rich
lüks
luxurious, characterized by luxury
lüks
luxury; lux; luxurious, de luxe, gracious, posh
lüks
plushy
lüks
grandeur
lüks
stateliness
lüks
pukka
lüks
costliness
lüks
sumptuous
lüks
luxe

I want to visit Luxembourg. - Lüksemburg'u ziyaret etmek istiyorum.

I want to go and live in Luxembourg! - Lüksemburg'a gidip yaşamak istiyorum!

lüks
tony
lüks
costly
lüks
voluptuous
lüks
swish
lüks
de luxe
lüks
sumptuousness
lüks
silken
lüks
silkstocking
Türkçe - Türkçe

lükslük teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

LÜKS
(Osmanlı Dönemi) Lât: Aşırı süs
LÜKS
(Osmanlı Dönemi) Işık ölçü birimi
LÜKS
(Osmanlı Dönemi) Kuvvetli ışık veren bir nevi petrol lâmbası
lüks
Bir tür petrol lambası
lüks
Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat
lüks
Aydınlatma ölçü birimi
lüks
Aydınlatma ölçü birimi (kısaltması Lx)
lüks
Hava basınçlı bir tür petrol lambası: "Lüksün kuvvetli ışığı altında saçları ve yüzü bembeyaz, gözleri kamaşmış."- R. N. Güntekin
lüks
Gösterişli, şatafatlı
lüks
Hava basınçlı bir tür petrol lambası
lüks
Gösterişli, şatafatlı: "Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor."- T. Buğra
lüks
Gerekli olanın sınırlarını aşan
lüks
Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat: "Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir."- N. Cumalı
lüks
Bir petrol lambası
lüks
Gerekli olanın sınırlarını aşan: "Kim demiş onu, diye arsız arsız sırıtmış ve lüks mevkiye doğru yürümüş."- H. Taner
lükslük