Çocuksu bir şekilde davranmaya başladı.
- He started acting in a childish manner.
Peter çocuksu kızlardan bıkmıştı.
- Peter was fed up with childish girls.
TV'nin çocuklar için kötü olduğunu düşünüyor musun?
- You think that TV is bad for kids?
Lütfen onu diğer çocuklara uzat.
- Please pass it to the other kids.
Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
- Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
Bu çocuk küçük bir şeytan.
- That kid is a little demon.
Çocukluğumda sınıf arkadaşlarım ve ben oynamak için bütün bilyeleri okula götürürdük. Bu günlerde çoğu çocuğun akıllı telefonları ve iPod'ları var.
- When I was a kid, my classmates and I would all take marbles to school to play with. These days, most kids have got smartphones and iPods.
Tom ve Mary çocukluklarından beri arkadaşlar.
- Tom and Mary have been friends since they were kids.
Ben genç bir çocukken annem bana hikayeler okurdu.
- My mother used to read me stories when I was a young kid.
Daha genç çocuklarla uğraşmayın.
- Don't pick on younger kids.
Böyle çocukça bir soru asla sormazdım.
- I'd never ask such a childish question.
Onun düşünme tarzı çok çocukça.
- His way of thinking is very childish.
O, caddede çocuklarla çok takılıyor.
- He hangs out a lot with the kids down the street.
Eğer çocuklara göz kulak olursan, temizlenecek takım elbiseni alacağım.
- If you'll keep an eye on the kids, I'll take your suit to be cleaned.