Öyle çocuksu olmayın.
- Don't be so childish.
Çocuksu bir şekilde davranmaya başladı.
- He started acting in a childish manner.
TV'nin çocuklar için kötü olduğunu düşünüyor musun?
- You think that TV is bad for kids?
Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.
- When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
Küçük çocukları kaçıran insanlar hakkında duymak kanımı kaynatıyor.
- Hearing about people kidnapping little children just makes my blood boil.
Küçükken, bulutları pamuk şekere benzetirdim.
- When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
Her zaman sınıf arkadaşlarına gösteriş yapan türde bir çocuktu.
- He was the kind of kid who was always showing off to his classmates.
Çocukluğumda sınıf arkadaşlarım ve ben oynamak için bütün bilyeleri okula götürürdük. Bu günlerde çoğu çocuğun akıllı telefonları ve iPod'ları var.
- When I was a kid, my classmates and I would all take marbles to school to play with. These days, most kids have got smartphones and iPods.
Ben gençken, bir çocuğun sahip olabileceği en modern şey, bir transistör radyoydu.
- When I was young, the hippest thing a kid could own was a transistor radio.
Daha genç çocuklarla uğraşmayın.
- Don't pick on younger kids.
Onun düşünme tarzı çok çocukça.
- His way of thinking is very childish.
Böyle çocukça bir soru asla sormazdım.
- I'd never ask such a childish question.
O, caddede çocuklarla çok takılıyor.
- He hangs out a lot with the kids down the street.
Eğer çocuklara göz kulak olursan, temizlenecek takım elbiseni alacağım.
- If you'll keep an eye on the kids, I'll take your suit to be cleaned.