Don't lose confidence, Mike.
 - Güvenini kaybetme, Mike.
I was beginning to lose my cool.
 - Soğuk kanlılığımı kaybetmeye başlıyordum.
I'm not worried about losing my job.
 - İşimi kaybetme hakkında endişeli değilim.
I can't talk with my father without losing my temper.
 - Kendimi kaybetmeden babamla konuşamam.
Tom lost no time in parting with the money.
 - Tom parayı elden çıkarmak için zaman kaybetmedi.
I have lost my watch.
 - Kol saatimi kaybettim.
I've mislaid my watch.
 - Kol saatimi kaybettim.