His mistake was intentional.
- Onun hatası kasıtlıydı.
He broke the window intentionally.
- O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
She looked at me in a deliberate way and left the meeting room.
- Kasıtlı bir şekilde bana baktı ve toplantı salonundan ayrıldı.
Police think the fire was deliberately lit.
- Polise göre yangın kasıtlı olarak çıkarıldı.
You purposely gave the wrong answer, didn't you?
- Kasıtlı olarak yanlış cevap verdin, değil mi?
Did you do that purposely?
- Onu kasıtlı olarak mı yaptın?
Yes, I did this intentionally.
- Evet, bunu kasıtlı yaptım.
He broke the window intentionally.
- O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
His mistake was intentional.
- Onun hatası kasıtlıydı.
Yes, I did this intentionally.
- Evet, bunu kasıtlı yaptım.
He deliberately ignored me when I passed him in the street.
- Ben sokakta onu geçtiğimde o kasıtlı olarak beni görmezden geldi.
He deliberately kept on provoking a confrontation.
- O, kasıtlı olarak bir çatışmayı provoke etmeye devam etti.
You're intentionally throwing the game.
- Sen kasıtlı olarak yeniliyorsun.
I'm never gonna intentionally get drunk.
- Ben asla kasıtlı olarak sarhoş olmayacağım.
Did you do that purposely?
- Onu kasıtlı olarak mı yaptın?
You purposely gave the wrong answer, didn't you?
- Kasıtlı olarak yanlış cevap verdin, değil mi?
The clown fell down on purpose.
- Palyaço kasıtlı olarak düştü.
He didn't do it on purpose.
- O onu kasıtlı yapmadı.
Yes, I did this intentionally.
- Evet, bunu kasıtlı yaptım.
He broke the window intentionally.
- O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.