Tom looked under the car to see if there was any oil on the pavement under the car.
- Tom arabanın altındaki kaldırımda yağ olup olmadığını görmek için arabanın altına baktı.
They cleared the pavement of snow.
- Kaldırımın karını temizlediler.
Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
- Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
You shouldn't ride a bicycle on the sidewalk.
- Kaldırımda bisiklete binmemelisin.
I walked along the footpath.
- Ben yaya kaldırımı boyunca yürüdüm.
Jeff had to pound the pavement for three months before he found a job.
- Jeff bir iş bulmadan önce üç ay boyunca kaldırımları arşınlamak zorunda kalmıştı.
Next year, this gravel road will be paved.
- Gelecek yıl bu çakıl yola kaldırım taşı döşenecek.
Don't stand so close to the curb.
- Kaldırım kenarına çok yakın durmayın.