istilâ

listen to the pronunciation of istilâ
Türkçe - İngilizce
invasion

One withstands the invasion of armies; one does not withstand the invasion of ideas. - Orduların istilasına karşı konulabilir, fikirlerin istilasına karşı konulamaz.

The American invasion of Iraq left the country devastated, fragmented and broke. - Irak'ın Amerikan istilası ülkeyi harap, parçalanmış ve beş parasız bıraktı.

infestation
incursion
spread, covering, overwhelming
invasion, occupation; infestation, plague
irruption
spreading over
invasion, occupation
invade

They defended their country against the invaders. - Onlar istilacılara karşı ülkelerini savundular.

The natives have to defend their land against invaders. - Yerliler topraklarını istilacılara karşı savunmak zorundalar.

(Gıda) infection
influx
plague
pervades
pervasiveness
istila etmek
invade
istila etmek
flood
istilâ etmek
overrun
istila etmek
infest
istila etmek
1. to invade. 2. to flood, cover
istila etmek
irrupt
istila etmek
spread over
istila etmek
a) to invade, to overrun b) to infest, to cover
yeniden istila etmek
recapture
Türkçe - Türkçe
Bir ülkeyi silâh gücüyle ele geçirme
Bir ülkeyi silah gücüyle ele geçirme: "İstanbul'a geldiğim zaman Habeşistan istilası başlamak üzereydi."- H. E. Adıvar
Yayılma, kaplama, sarma, bürüme
(Osmanlı Dönemi) kaplama, yayılma, ele geçirme
İSTİLA
(Osmanlı Dönemi) Meydanın sonuna erişmek
İSTİLA
(Osmanlı Dönemi) (Vely. den) Kaplamak, yayılmak
İSTİLA
(Hukuk) Basma, bürüme, salgın, kaplama
İSTİLA
(Osmanlı Dönemi) Ele geçirmek. İşgal etmek
İSTİLA
(Osmanlı Dönemi) Basmak. Galebe etmek
istila etmek
Bir ülkeyi silâh gücüyle ele geçirmek
istila etmek
Yayılmak, kaplamak, sarmak, bürümek
istilâ