Korkunç kazada düzinelerle insan yaralandı.
- Dozens of people were injured in the terrible accident.
Tom korkunç bir suçun kurbanı.
- Tom is the victim of a terrible crime.
O berbat bir soğuk aldı.
- He caught a terrible cold.
Ben bugün berbat hissediyorum.
- I feel terrible today.
O gerçekten çok kötü mü?
- Is it really so terrible?
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
Tom müthiş bir keşif yaptı.
- Tom made a terrible discovery.
Tom müthiş göründüğümü söyledi.
- Tom said I looked terrible.
Bu yol dehşet verici.
- This road is terrible.
O zaman çok kötü görünüyordu.
- She looked terrible at that time.
Çok kötü bir ikilemdeyim.
- I am in a terrible dilemma.