in wahrheit

listen to the pronunciation of in wahrheit
Almanca - Türkçe
hakikatte
İngilizce - Türkçe

in wahrheit teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

in fact
doğrusu

Doğrusu, seni burada görmek büyük bir sürpriz. - In fact, it's a great surprise to see you here.

in fact
aslında

Ondan çok hoşlanmıyorum, ben aslında ondan nefret ediyorum, - I don't like him much, in fact I hate him.

Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır. - In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.

in fact
(deyim,Kanun) hakikaten
in fact
hatta
in fact
aslına bakılırsa
in fact
aslına bakarsak
in fact
(deyim) sahiden
in actual fact
işin doğrusu
in actual fact
gerçekten
in fact
gerçekten

Çocukken, Mary özellikle palyaçolar ve maymunlardan nefret ediyordu. Bu güne gelince, gerçekten, bu ,bir parça bile değişmedi. - As a child, Mary particularly hated clowns and apes. To this day, in fact, that has not changed one bit.

Aslında dilin kökeni hakkında birçok teori vardır, ama hiç kimse gerçekten bilmiyor. - There are lots of theories about the origins of language, but, in fact, no one really knows.

in fact
gerçekte

Gerçekten, o kiliseye gitmedi. - In fact, he didn't go to the church.

Burada bir görsel yanılsama var. Küpe baktığını düşünüyorsun ama gerçekte ekrana bakıyorsun. - Here's an optical illusion: you think you are looking at a cube, but in fact you are looking at the screen.

in fact
Aslında; haddi zatında: "He iş, in fact, ninety five. - Aslınde doksan beş yaşında."
in fact
adeta
in reality
aslında

Ben onu sanki dünmüş gibi hatırlıyorum ama aslında on beş yıl önceydi. - I remember it as if it were yesterday, but in reality it was fifteen years ago.

Aslında, onların bütün ilgilendiği güçtür. - In reality, all they are interested in is power.

Almanca - İngilizce
in fact
in truth
in actual fact
in reality

Tom claimed to love Mary, but in reality, he was only in love with love. - Tom vermeinte, Maria zu lieben, doch er liebte in Wahrheit nur die Liebe.

in sooth