Tom odasını derli toplu tutar.
 - Tom keeps his room tidy.
Tom çok düzenli, değil mi?
 - Tom is very tidy, isn't he?
Mary'nin dairesi çok düzenli.
 - Mary's apartment is very tidy.
Odasını her zaman temiz ve düzenli tutar.
 - She always keeps her room neat and tidy.
Odanızı düzenli tutmalısınız.
 - You must keep your room tidy.
Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım.
 - I am not going out because I have to tidy my room.