in door

listen to the pronunciation of in door
İngilizce - Türkçe
kapı
indoor
{s} ev içi
indoor
{s} içeri

Biz bütün günü içeride geçirdik. - We spent all day indoors.

Ben içeride kalmayı tercih ederim. - I prefer to stay indoors.

indoor
{s} iç mekânlara uygun; iç mekânlarda kullanılan: indoor shoes iç mekânlarda giyilen ayakkabılar
indoor
{s} dahili

Büyük ebeveynlerimin dahili su tesisatı yoktu. - My grandparents didn't have indoor plumbing.

in doors
evde
indoor
iç mekanlara uygun
indoor
iç mekanlarda kullanılan
indoor
kapalı mekan
indoor
iç mekanlarda yapılan
indoor
ev içinde olan
indoor
bina içi
indoor
(Tiyatro) iç mekanda geçen (sahne)
indoor

Yağmur yağdığı için Catherine içerde kaldı. - Catherine stayed indoors because it was raining.

O kadar çok yağmur yağıyordu ki içerde oynadık. - It was raining hard, so we played indoors.

indoor
{s} kapalı

Ben kapalı yerde vakit geçirmeyi tercih ederim. - I prefer spending time indoors.

Eliptik bisikletler, kapalı alanda egzersiz yapmak için iyi bir seçenektir. - Elliptical bicycles are a good option for exercising indoors.

indoor
ev içinde olan/yapılan
indoor
yapı içi
indoor
Kapalı ortam
indoor
indoor games ev içinde oynanan oyunlar
indoor
ev/salon
indoor
{s} kapalı: indoor tennis court kapalı
indoor
indoor life ev hayatı
İngilizce - İngilizce

in door teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

indoor
Indoor activities or things are ones that happen or are used inside a building and not outside. an indoor market. outdoor. used or happening inside a building   outdoor
indoor
Done or being within doors; within a house or institution; domestic; as, indoor work
indoor
Situated in, or designed to be used in, or carried on within the interior of a building
indoor
located, suited for, or taking place within a building; "indoor activities for a rainy day"; "an indoor pool"
indoor
{s} occurring within a building, meant to be used inside
indoor
within doors; "an indoor setting"
indoor
within doors; "an indoor setting
in door

    Türkçe nasıl söylenir

    în dôr

    Telaffuz

    /ən ˈdôr/ /ɪn ˈdɔːr/

    Videolar

    ... -( door opens ) - ...BUT... ...
    ... be yeah telling you live right next door that we ...