in der öffentlichkeit teriminin Almanca Türkçe sözlükte anlamı
- Öffentlichkeit
- halktan
- Öffentlichkeit
- herkese açık
- Öffentlichkeit
- halka açık
- Öffentlichkeit
- kamuoyunun
- Öffentlichkeit
- public arena
- Öffentlichkeit
- [die] halk, ahali, kamu; aleniyet
- Öffentlichkeit
- {'öfıntlihkayt} e kamu halk; açıklık, genellik
İlgili Terimler
in der öffentlichkeit teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- in public
- herkesin içinde
Bay Kaifu herkesin içinde konuşmalar yapmaya alışkındır.
-Mr. Kaifu is used to making speeches in public.
Roy'un herkesin içinde bir şarkı söylediğini hiç duymadım.
-I have never heard Roy sing a song in public.
- in public
- açıkça
- in public
- herkesin önünde
Herkesin önünde konuşmaktan hoşlanmam.
-I don't like to speak in public.
Herkesin önünde küfretmeyin.
-Don't swear in public.
- in public
- alenen
Bir kadına alenen yardım etme. Şüpheli görüneceksin.
-Don't help a woman in public. You'll look suspicious.
- in public
- milletin içinde
İlgili Terimler
in der öffentlichkeit teriminin Almanca İngilizce sözlükte anlamı
- in public
It's rude to make fun of your boss in public.
-Es ist unhöflich, sich über seinen Chef in der Öffentlichkeit lustig zu machen.
She is used to speaking in public.
-Sie ist es gewohnt, in der Öffentlichkeit zu sprechen.
- publicly, out in the open
- Öffentlichkeit
- light
- Öffentlichkeit
- publicness
- Öffentlichkeit
- light of day
- Öffentlichkeit
- audiences
- Öffentlichkeit
- public eye
This will be his first match in the public eye.
-Das wird das erste Spiel im Blickpunkt der Öffentlichkeit sein.
- Öffentlichkeit
- public sphere
- Öffentlichkeit
- public
The mayor addressed the general public.
-Der Bürgermeister wandte sich an die Öffentlichkeit.
The Prime Minister's explanation of the scandal just wouldn't wash with the public.
-Die Öffentlichkeit gab sich mit den Ausführungen des Premierministers zum Skandal nicht zufrieden.